NOT:
Çocuk Hastalıkları bölümümüzdeki bilgilere
eklemeler yapılarak zamanla güncellenecektir. |
Çocuklarda normal büyüme ve gelişmenin
izlenmesi, normalden sapmaların tespiti yoluyla hastalıkların belirlenmesi
ve önlenmesi için gereklidir. Sağlıklı çocuk takibinde düzenli olarak boy,
ağırlık ve baş çevresi ölçümleri yapılmalıdır.
Bebeğin Aşıları Ne Zaman Başlar? Bu Aşılar Nelerdir?
Bebeğin aşıları doğar doğmaz başlayacak, anneyle birlikte hastaneden
taburcu edilmeden önce ilk Hepatit B aşısı yapılmış olacaktır. Bunun
ikincisi 1 ay sonra, üçüncüsü ise ikinciden 5 ay sonra yapılacaktır. 2
ayını dolduran bebeğe, BCG ve karma, çocuk felci aşıları yapılacak, karma
aşı 4-6 haftalık aralarla toplam 3 doza tamamlanacaktır. Doktorunuz karma
aşıyla birlikte menenjit aşısının yapılmasını da önerecektir. Bebek ilk 6
ayını doldurunca, aşı sıklığı da azalacaktır. 9 ayda kızamık, 15 ayda
kızamık- kızamıkçık- kabakulak, 18 ayda karma, çocuk felci, menenjit
aşısının tekrarı (rapel) yapılacaktır. Doktorunuzun önerisiyle, 1 yaşı
dolunca suçiçeği, 2 yaşı dolunca Hepatit A aşıları da yapılabilir.
Aşıyla Korunulabilen Hastalıklar Nelerdir?
Verem, Kızamık, Hepatit B, Çocuk felci, Kızamıkçık, Suçiçeği, Difteri,
Kabakulak, Zatürre, Boğmaca, Hemofilus influenza menenjiti, Tetanoz,
Hepatit A
Anne Sütünün Yararları
Anne sütü üstün içeriği ile yenidoğan bebeği tüm gereksinimini 6 ay
boyunca tek başına karşılayabilen, kolay sindirilebilen ideal bir
besindir. Anne sütü ile beslenen bebeklerde hafif veya hayatı tehdit eden
ciddi enfeksiyonlara daha az rastlanmakta, allerji, ani bebek ölümleri
anne sütü almayanlara göre daha az görülmektedir Bağışıklık sistemi
güçlenmekte, özellikle solunum ve sindirim sistemi enfeksiyonları
azalmaktadır. Anne sütü alan bebek hastalansa bile enfeksiyonu daha kolay
atlatmaktadır.
Annesini emen bebeğin zihinsel gelişimi, ilerideki okul başarısı daha iyi
olmakta, anne- bebek arasındaki bağ daha kolay ve güçlü kurulmaktadır
Bebekliğinde yeterli süre anne sütü almış erişkinlerde lenfoma, lösemi,
diyabet gibi bazı hastalıkların sıklığı da azalmaktadır
Bebek için sayılamayacak kadar çok yararları olan anne sütü, annenin de
gebelik öncesi formuna dönmesini kolaylaştırmakta;emziren anne bunun için
gerekli enerjiyi sağlamak üzere depolanan yağ dokusundan kurtulmaktadır
Ayrıca meme, yumurtalık ve rahim kanseri riski azalmaktadır.
------------------------------------------------------------
Ateş
Vücut sıcaklığının
yükselmesine ateş denir. Vücut sıcaklığı bedenin her yerinde aynı değildir.
Örneğin; termometre ağıza konulduğunda görülen ısı, koltuk altına
konulduğunda gösterdiği ısıdan 0,5 derece daha düşüktür. Diğer taraftan,
vücut ısısı gün boyunca da 0,5 derece oynar. Sabahın erken saatlerinde ısı
düşük, akşam saatlerinde yüksektir. Vücut ısısı 36,2 - 37,5 arasında ise
normaldir. ateşle birlikte; üşütme, titreme, baş ağrısı, bunalma,
huzursuzluk, vücut kırgınlığı, iştahsızlık, kabızlık, sayıklama, havale veya
koyu renkli idrar çıkarmada görülebilir. ateşin nedeni, genellikle soğuk
algınlığı, grip, bademcik iltihabı, boğaz ağrısı, bronşit, sinüzit, kulak
iltihabı, bağırsak iltihabı veya böbrek hastalıklarından biri olabilir. Bu
nedenle tedaviden önce nedeni tespit etmek gerekir.
Apirojen
ateş yükselmesine
neden olan herhangi bir madde taşımayan.
Aşırı Aybaşı Kanaması
Aybaşı görme
arasındaki süre normaldir. Fakat kanama çoktur ve normal süresinden fazla
devam eder. Nedenleri çeşitlidir: rahimde ur, rahim çarpıklığı, yorgunluk,
sinir bozukluğu, ateşli hastalıklar veya evlilik hayatındaki
uyuşmazlıklardan kaynaklanabilir.
Ayak Terlemesi
Ayakların normalden
fazla terlemesi genellikle ter bezlerinin aşırı derecede çalışmasından
kaynaklanır. Diğer taraftan, kalın çorap giymek, ateşli bir hastalık veya
normal vücut sıcaklığının düşmesi de ayak terlemesine neden olabilir.
Bademcik İltihabı
Bademciklerin
iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir. Bademcikler şiş, kırmızı ve
yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı görünümdedir. Yutkunma sırasında ağrı
yapar. Hastada kırıklık, baş ağrısı ve vücut ağrıları vardır. Hastalık
birdenbire üşütme ve ateş ile başlar. Gereği gibi tedavi edilmezse orta
kulak iltihabı, böbrek iltihabı, romatizma ve kalp hastalıklarına neden
olabilir.
Bakteriemi
Bakterilerin veya
bakteri toksinlerinin kana geçmesiyle oluşan ateş, titreme ile seyreden
klinik tablonun adıdır.
Baş Ağrıları
Baş ağrıları çeşitli
nedenlerden kaynaklanır. Bunlar; şöyle sıralanabilir. Aşırı yemekten sonra
görülen veya açlıktan kaynaklanan baş ağrıları. Göz, kulak veya burun
hastalıklarından kaynaklanan baş ağrıları. ateşli hastalıkların neden olduğu
baş ağrıları. Alkol kullanmanın neden olduğu baş ağrıları. Kafa bölgesinde
meydana gelen, kırık, ezik, çatlak veya sarsıntılardan kaynaklanan baş
ağrıları. Beyin urlarının neden olduğu baş ağrıları. Kahve tiryakilerinde
kahvesizlikten doğan baş ağrıları. Kabızlık çekenlerde görülen baş ağrıları.
Saralılarda görülen baş ağrıları. Çikolata, sarımsak, lahana, yeşil biber,
kuru yemiş yedikten sonra görülen, alerjik baş ağrıları. Menenjit
hastalığının neden olduğu baş ağrıları. Fazla miktarda şekerli yiyecek
yemekten doğan baş ağrıları. Diş hastalıklarının neden olduğu baş ağrıları.
Fazla çalışma ve ruhi çöküntülerin neden olduğu baş ağrıları. Baş
ağrılarının gerçek nedenini bulabilmek için mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Boğaz İltihabı
Tıp dilinde farenjit
veya anjin adı verilen bu hastalığın nedenleri; nezle ve grip gibi ateşli
hastalıklarla, havadaki zararlı maddeler, sinüzit, alkol veya sigaradır.
Yapılacak ilk iş istirahat etmektir. Mümkün olduğu kadar az konuşmak da
yararlıdır.
Böbrek İltihabı
Böbreklerin iç
kısımlarının iltihaplanmasıdır. Tıp dilinde piyelonefrit adı verilir. İki
çeşiti vardır: Akut Böbrek İltihabı : Ani olarak ortaya çıkan, titreme,
kaburga altlarında ve yanlarında başlayıp, kasıklara kadar yayılan bir ağrı
ile kendini gösterir. Sık sık idrara gitmek ihtiyacı duyulur. İdrar çıkarken
de yanma ve ağrı hissedilir. İlk önlem olarak belin iki yanına sıcak su
torbası konur. Bol su, limonata ve açık çay içilir. Kronik Böbrek İltihabı :
Akut böbrek iltihabının gereği gibi tedavi edilmemiş olması, kronik böbrek
iltihabının başlıca nedenidir. Hastada iştahsızlık, ateş, halsizlik, baş
ağrısı, ağrılı idrar etme ve bel ağrıları görülür. Yapılacak ilk iş, bol bol
meyva suları içmek ve aşağıdaki reçetelerden birini uygulamaktır. Ayrıca tuz
ve hayvani gıdalar azaltılmalıdır.
Bronşit
Akciğerlere giden
havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanmasıdır. Akut ve kronik olarak
iki gruba ayrılır. Akut Bronşit : Genellikle grip, kızamık, boğmaca veya
tifo gibi hastalıklar sırasında görülür. Sisli ve soğuk havalarda çok
rahatsız olurlar. Hastalığın başlangıcında kuru ve ağrılı öksürük, az
yapışkan balgam, sonraları sümüksü cerahatli balgam ile hafif ateş ve
halsizlik görülür. Mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Kronik Bronşit : Bu
çeşit bronşitte; havayollarını yağlayan bezler büyümüş, iç yüzlerinde
bulunan tüyler görevini yapamaz olmuştur. Mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Her iki bronşitte de yapılacak ilk iş sigarayı bırakıp istirahat etmektir.
Çiçek Hastalığı
Tıp dilinde variola
denilen bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık şiddetli titreme ve 41 derece
ateşle ortaya çıkar. Hastalık mikrobunun vücuda girmesiyle ortaya çıkması
arasında geçen süre 10-14 gündür. Hasta istirahat ettirilir , başkaları ile
görüşmesi yasaklanır. Doktorun tavsiyelerine uyulur. Bol su ve şerbet
içirilir.
Çocuk Felci
Omuriliğin ön
kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle neticelenen bir hastalıktır. Tıp
dilinde poliomelitis denir. Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür.
Nedeni bir çeşit virüstür. Lağım sularının yiyeceklere bulaşması, sineklerin
taşıdığı mikroplar, hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve burnundan çıkan
damlacıklarla bulaşır. Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi büyükler
de yakalanabilir. Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21 gün içinde ortaya çıkar.
Hastada ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kusma, yorgunluk, boyunda kasılma,
ve sırt ağrıları vardır. Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye
başlanmazsa, özellikle kol ve bacaklarda felç görülür. Hastalığın
başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir. Çocuk
felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı yaptırmak gerekir. Bu
aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra,
üçüncüsü, ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da
tekrarlanır. Tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Delirium
Zehirlenmeler,
ateşli hastalıklar, epilepsi, histeri ve akıl hastalıklarında görülebilen,
titreme, hallüsinasyonlar ve saldırganlıkla birlikte bilincin kaybolması
tablosuna verilen isim.
Dizanteri
Bulaşıcı ve salgın
bir hastalıktır. Hastada, ishal görülür. Dışkısı kanlı ve sümüklüdür.
İştahsızlık karın ağrısı ve ateş de vardır Su veya besinlerle bulaşır. İki
çeşit dizanteri vardır. Amipli Dizanteri : Vücuda mikrop girmesinden 10-21
gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar. Hastada kanlı ishal, ateş,
karın krampları, kilo kaybı, ve halsizlik görülür. Basilli Dizanteri :
Mikrobun vücuda girmesinden 2-7 gün sonra belirtileri ortaya çıkar.
Hastalığın salgın halini almasında kara sinekler başrolü oynar. Hastada;
kanlı ve balgam kıvamında ishal, karın ağrısı, halsizlik ve ateş görülür.
Yapılacak ilk iş hastayı, sağlamlardan ayırmaktır.
Febril
Ateşli,
hummalı.
Frengi
Zührevi bir
hastalıktır. Bulaşıcıdır. Tıp dilinde sifilis denir. Frengili kadının
doğurduğu çocuğa, doğuştan geçmesi şekli istisna edilirse; hemen hemen her
zaman cinsel ilişkiyle geçer. Mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra
belirtilerini göstermeye başlar. Mikrobun vücuda girdiği yerde, yani
erkeklerde peniste, kadınlarda vajinada Şankr adı verilen bir yara meydana
gelir. Bu yara dudakta, meme ucunda, makatta veya parmaklarda da
görülebilir. Zamanla akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve
sertleşir. Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş
ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve iştahsızlık, görülmeye
başlar. 6 ay sonra ise, mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur.
Tedaviye en kısa zamanda başlanması gerekir.
Gastrit
Midenin iç yüzündeki
zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Mide iltihabı veya
mide nezlesi de denir. Hazırlayıcı nedenler : Ağır yemekler, fazla kuru veya
sert yiyecekler, hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol,
fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin düzensiz
olması, çabuk çabuk ve çiğnemeden yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli
hastalıklar, karaciğer veya safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları
veya romatizmadır. Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek
gerekir. Belirtileri : Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı,
iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk
görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir. Bu belirtiler
özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar. Tedavisi : Perhiz ve
istirahat şarttır. Hastalığı doğuran nedenler ortadan kaldırılır. Hafif
yiyecekler yenir. Aspirin gibi ilçlar kullanılmaz. Yemekler, yavaş yavaş ve
çok çiğnenerek yenir.
Göz Ağrısı
Göz ağrısının
nedenleri çeşitlidir. Az ışıkta çalışmak sonucu gözlerin yorulması, gözdeki
herhangi bir kısmın iltihaplanmış olması, göze yabancı bir cisim kaçmış
olması, sinüzit, yarım başağrısı, grip, nezle ve ateşli hastalıklar göz
ağrısına neden olabilir. Önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.
Grip
Tıp dilinde
influenza adı verilen bu hastalık bulaşıcıdır. Grip olan kişinin nefesindeki
damlacıklarla yayılıp, salgın hale gelebilir. Paçavra hastalığı da denir.
Aniden başlar ve devamlı olarak ateş yükselir. Baş ve sırt ağrıları, titreme
nöbetleri, nezle, öksürük, iştahsızlık, baş dönmesi de görülür. Tedavinin
ilk şartı istitrahat etmektir. İyi tedavi edilmezse, başka hastalıklara da
yol açabilir.
Hararet
Sıcak havada aşırı
derecede veya ateşli hastalıklar sırasında vücut kaybettiği suyu
karşılayamayacak olursa, hararet başlar.
Havale
Vücut kaslarının ani
ve şiddetli olarak kasılması sonucu ortaya çıkan duruma havale denir.
Büyüklerde havale çoğunlukla sara nöbetleri sırasında görülür. Küçük
çocuklarda görülen havale, sinir sisteminin değişik nedenler karşısında
göstermiş olduğu bir tepkidir. Bu tepkiler de; kemik hastalıkları, yüksek
ateş, boğmaca, devamlı hazımsızlık, bağırsak şeritleri veya diş
çıkarmalardan kaynaklanabilir. Ayrıca bu duruma sinir sistemi veya beyinde
meydana gelen bir hastalık da neden olabilir. Havale geçiren çocuğun gözleri
sabit bir noktaya çevrilir, çenesi de kenetlenir. Dudakları, yüz kasları,
kol ve bacakları, önce şiddetli bir şekilde kasılır, sonra da çırpınmaya
başlar. Ağzından da köpük gelir. Bütün bunlar bir iki dakika devam eder.
Sonra bütün belirtiler kaybolup, uykuya dalar. Hastalığın bir nedenini
bulmak için mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Bu arada çocuğu sessiz,
loş bir odaya yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmek faydalıdır.
Jactitation
Yüksek ateşe bağlı
yatak içerisinde sağa sola dönme hareketi
Kabakulak
Daha çok çocuklarda
görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın ağzından çıkan tükürük
damlacıklarıyla bulaşır. Tıp dilinde parotitis epidemica denilen bu
hastalık; genellikle kulak altında bulunan tükürük bezlerinin iltihaplanması
sonucu ortaya çıkar. Kuluçka devresi, 18 gündür. Hastanın ateşi birdenbire
yükselir, genel bir halsizlik görülür. Çok defa kulağın ön ve altında
bulunan tükürük bezleri şişer ve acıma hissi duyulur. Yanak ve kulağın altı
kabarır, kulak memesi de hafifçe yukarı doğru kalkar. Ağızda kuruluk, dilde
pas vardır. İştah da azalmıştır. Bu durum birkaç gün devam ettikten sonra
tükürük bezlerindeki şişlik yavaş yavaş kaybolmaya ve hasta iyileşmeye
başlar. Hastalığın kendisi çok tehlikeli bir hastalık olmadığı halde; başka
hastalıklara zemin hazırlar. Bu hastalıklar arasında; pankreas, gözyaşı
keseleri, böbreküstü bezleri, erkeklerde husyeler, kadınlarda
yumurtalıkların etkilenmesi önemli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle en iyi
şekilde tedavi edilmesi gerekir. Hastanın sağlıklı kimselerle konuşması,
görüşmesi önlenir. Sulu yiyecekler verilir. Kabız olmaması sağlanır.
Kala-Azar
Leishmania donovani
parazitinin sebep olduğu yüksek ateş anemi dalak ve karaciğer lezyonları ile
belirgin ağır enfeksiyoz hastalık.
Kalınbağırsak İltihabı
Daha ziyade
bağırsakları zayıf olanlarda görülen bir hastalıktır. Bazen iltihapla
birlikte ülser de görülür. Buna tıp dilinde ülserli kolit denir. Hastalık
aniden başlayıp, hiç beklenmedik bir anda kaybolabilir. Hastada aniden veya
yavaş yavaş gelen ishal görülür. Dışkısı kanlıdır. Hasta, karın ağrılarından
şikayet eder, ateşi de yüksektir. Doktora başvurmak şarttır. Bu arada
istirahat etmek ve bol vitaminli gıdalar almak gerekir. Alkol, fazla
miktarda meşrubat ve süt içilmez. Çekirdek gibi kabuklu şeyler yenmez.
Karın Ağrısı
Karın boşluğunda
bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak,
böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık veya rahimde görülen
herhangi bir rahatsızlık, karnın çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar. Bu
nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur. Karın ağrıları, hastalığın
yerine ve özelliğine göre ya aniden ya da yavaş yavaş başlar. Ağrı ile
birlikte bulantı, kusma, ishal, ve ateş de görülebilir. Kısa sürede geçmeyen
karın ağrılarında, mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Doktora danışmadan
ilaç, müshil almak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
Kemik Veremi
Uzun kemiklerin son
kısmındaki, kemik yapıcı kıkırdakların verem olmasına, kemik veremi denir.
Kalça, diz kapağı oynakları ve bazen de omurlarda görülür. Nedeni veremin
ikinci devresinde, verem basillerinin kan damarları aracılığıyla bütün
vücuda yayılmış olmasıdır. Hastada baş ve eklem ağrıları görülür.
Kemiklerinde yaralar ve delikler açılır. ateşi de, inip çıkar. Vakit
geçirmeden tedavi edilmesi gerekir. Doktorun tavsiyelerine uyulur, verdiği
ilaçlar kullanılır.
Kızamık
Daha ziyade 3-10
yaşları arasında görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde morbilli
denilen bu hastalığın nedeni, bir çeşit virüstür. Kızamıklı hastanın tükürük
damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır. Bu nedenle, kızamık
lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün içinde de hastayı, sağlıklı kimselerle
görüştürmemek gerekir. Hastalık mikrop alındıktan sonra 10 gün içinde
orataya çıkar. Hastanın gözleri kızarır, burnu akar, hapşırır, öksürür. ateş
yükselir. Baş ağrılarından şikayet eder. Kuvvetli ışıktan rahatsız olur. Bu
belirtilerden aşağı yukarı 4 gün sonra küçük kırmızı ufak lekeler görülmeye
başlar. Bunlar grup halindedir. Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde
paslanma dikkati çeker. Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her
tarafına, boyuna, göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır. Bu dönem 3-4
gün devam eder. Sonra ateş yavaş yavaş ya da birdenbire düşerek belirtiler
kaybolur. Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır. Oda ısısı
18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere havalandırılmalı ve
hastanın üşütmemesi için azami dikkat gösterilmelidir. Ayrıca, hastanın
ağız, burun ve beden temizliğine özen gösterilmelidir. Bunlara dikkat
edilmediği takdirde hastalık, zatürree, bronkopnömoni, zatülcenp, ortakulak
iltihabı veya ensafalit gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir. Kızamık
geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık olmazlar. Ayrıca çocuklara 2
yaşında yaptırılacak kızamık aşısı da bağışıklık sağlar.
Kızamıkçık
Deri döküntüleri,
hafif ateş ve hafif nezle ile ortaya çıkan Alman kızamığı da denilen
bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde, rubella denir. Daha ziyade çocuklarda
görülür. Ancak, hamile kadınların da, gebeliğin ilk üç ayı içinde kızamıkçık
olma ihtimali vardır. Bu durumda, ana rahmindeki cenin de etkilenir.
Hastalık, havadaki zerreciklerle bulaşır. Kuluçka devresi, çoğunlukla 17
gündür. Hastanın vücudunda pembe, düz lekeler görülür. Bazen boynun arka
tarafındaki bezler de şişer. Tedavi için kullanılacak özel bir ilaç yoktur.
Hastalık genellikle 4 gün içinde geçer. Bu süre içinde hastanın odasını
ayırmak ve sağlam kimselerle görüştürmek gerekir. Kesin istirahat da
şarttır.
Kızıl
Kendine has bir deri
döküntüsü ve boğaz ağrısı ile ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp
dilinde scarlatina denir. Nedeni, bademciklere yerleşen bir çeşit mikroptur.
Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı, titreme, boğaz yanması, bulantı, ve
havale ile başlar. ateş yükselir. Nabız hızlanır ve bademcikler de şişer. Bu
belirtilerin ortaya çıkmasından çok kısa bir süre sonra, ağız çevresi hariç
vücudun diğer yerlerinde kırmızı lekeler belirir. Dilin üstü de beyaz bir
tabakayla kaplanır. Bu tabaka 3 gün sonra kalkar ve dil ağaç çileği
görünümünü alır. Hastalık en fazla 6 hafta içinde geçer. Bulaşmayı önlemek
amacıyla, hastanın odası ayrılır. Başkaları ile görüşmesi engellenir. Odası
sık sık havalandırılır. Sulu ve sindirilmesi kolay yiyecekler verilir. İyi
tedavi edilmezse böbrek iltihabına neden olabilir.
Kulak Çınlaması
Kulak çınlaması,
kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir. Çok
çeşitli nedenleri vardır. Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı,
ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk,
zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir. Bu nedenle
doktora başvurmak gerekir.
Kulak İltihabı
Ortakulakta veya
kulak arkası kemikte görülür. Vakit geçirilmeden doktora başvurmak gerekir.
- Ortakulak İltihabı Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar grip,
kızamık, kuşpalazı, kızıl gibi hastalıklar ortakulağın iltihaplanmasına
neden olabilir. Hastada, yüksek ateş ve kulak ağrısı görülür. Kulağa sıcak
pansumanlar yapmak, ağrıları dindirir. - Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı
Nedeni, genellikle ortakulaktaki iltihabın, kulak arkasındaki kemiğe doğru
yayılmış olmasıdır. Hastada ateş, kulak ağrısı, koyu kulak akıntısı,
halsizlik görülür. İşitme azalır. Çaresi ameliyattır.
Kuşpalazı
Difteri de denilen
bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğu, ses kısıklığı, nefes darlığı,
kuru öksürük, yüzde morarma, bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir
zar, boğaz ağrısı, boyun bezlerinde şişlik, iştahsızlık, kol ve bacaklarda
ağrılar görülür. ateş 38-40 derece arasındadır. Nabız süratlidir. Hastalık
başlangıcında teşhis edilip, hastanın nefesi tamamen kesilmeden müdahale
edilmezse, ölümle sonuçlanır. Bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın bulunduğu
yerdeki havaya yayılan mikroplarla bulaşır. Korunmak için en iyi çare
difteri aşısı yaptırmaktır. Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.
Loğusa Humması
Bazı loğusalarda
görülen ciddi bir hastalıktır. Halk arasında albastı denir. Nedeni, üreme
organı yollarında iltihaplanma, doğum esnasında temizliğe yeteri kadar önem
verilmemesi veya idrar yollarının iltihaplanması olabilir. Doğumdan 3 veya 7
gün sonra ateş yükselir. Karnın alt bölümünde yumuşaklık hissedilir. Akıntı
fazlalaşır ve loğusa genel bitkinlikten şikayet eder. Doktora başvurmak
gerekir.
Nefes Kokusu
Tıp dilinde
halitosis denilen nefes kokusunun nedenleri çeşitlidir. Genellikle aşağıdaki
nedenlerden kaynaklanır: - Hazımsızlık, geğirme, kokulu yiyecekler, alkol ve
bazı ilaçlar - Burun veya sinüz hastalıkarı - Çürük dişler, ağız yaraları
veya bademcik iltihabı - Kusma veya uzun süreli perhizler Diğer taraftan
şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar sırasında da nefes kokusu
hissedilir. Herşeyden önce, ağız temizliğine çok dikkat etmek gerekir. Çürük
dişler tedavi ettirilmeli, yenilen ve içilen şeylerin kokusuz olmasına
dikkat edilmelidir. Hergün temiz havada yürümek de faydalıdır. Kısa sürede
geçmeyen nefes kokularında bir doktora başvurmak gerekir.
Nezle
Burun içindeki ince
zarın, üst solunum yollarının virütik iltihaplanmasıdır. Nezle bulaşıcıdır.
Hastada burun akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı, baş ağrısı, öksürük bazen de
ateş görülür. 1-15 gün devam eder. İyi tedavi edilmezse müzminleşir.
Tedavinin ilk şartı istirahat etmek ve kalabalık yerlerden uzak kalmaktır.
Nikris Hastalığı
Halk arasında gut
veya damla hastalığı tıp dilinde ise podagra denir. Özellikle fazla içki
içen ve fazla kırmızı et yiyenlerde görülür. Daha fazla erkeklerde
rastlanır. El, ayak başparmağı, diz ve dirseklerde şişkinlik meydana gelir.
Ağrı da vardır. Buraları dokunulmayacak kadar hassaslaşmıştır. ateş 39,4
dereceye kadar yükselir. Tedavinin başarılı olması için mutlaka yatak
istirahati gerekir. Gıda rejimi uygulanır. Acılı, tuzlu, sirkeli ve şekerli
yiyecekler terkedilir. Alkol ve sigara bırakılır. Dana, koyun ve kuzu eti
yenmez. Diğer etler, yağ, nişastalı yiyecekler mümkün olduğu kadar
azaltılır. Şeker yerine bal kullanıllır. Az patates, yağsız beyaz peynir,
yağsız süt, yoğurt, enginar, havuç, kereviz, kiraz, lahana, fasulye, zeytin,
maydanoz, armut, çilek, erik, kara turp, üzüm, domates, ve pırasa
yenilebilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar çok limon suyu içilir.
Normal Kalp Atışları
0 - 1 yaşları
arasında; dakikada 120-140 1 - 3 yaşları arasında; dakikada 90-120 3 - 7
yaşları arasında; dakikada 90- 100 7 - 20 yaşları arasında; dakikada 80 - 90
20 yaşından sonra; dakikada 60-80 arasında değişir. Her yaş grubunda; normal
atışın 1 fazlası kalbin hızlı attığını gösterir. Kalbin atışları, göğüsten,
köprücük kemiği üzerindeki nabızdan veya el bileğinin dış kısmında, kemikle
kiriş arasındaki yerden sayılabilir. Taşikardi; her zaman kalp hastalığının
belirtisi değildir. Çünkü koşmak, sindirilmesi güç şeyler yemek,
heyecanlanmak, sigara, içki, çay, kahve içmek, zehirlenmek, bazı ilaçlar ve
kadınların aybaşı halleri taşikardiye neden olabilir. Bu çeşit taşikardi,
nedenin ortadan kalkmasıyla geçer. Ancak kalp hastalıkları, böbrek
hastalıkları, ateşli hastalıklar ve zehirlenmeler de taşikardi yapar. Bu
nedenle, doktora başvurmak gerekir.
------------------------------------------------------------
|